Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Geçmiş
know someone
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"know someone"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
know someone
f.
birisini tanımak
"know someone"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 136 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
someone you don't know
i.
tanımadığın biri
2
Genel
someone you don't know
i.
bilmediğin biri
3
Genel
someone you don't know
i.
tanımadığın birisi
4
Genel
someone you don't know
i.
bilmediğin birisi
5
Genel
pretend not to know someone
f.
tanımamazlıktan gelmek
6
Genel
know someone by sight only
f.
birini sadece yüzünden tanımak
7
Genel
let (someone) know
f.
haber vermek
8
Genel
let someone know
f.
haber vermek
9
Genel
know (someone) for a long time
f.
uzun süredir tanımak
10
Genel
know (someone) by sight
f.
simaen tanımak
11
Genel
know (someone) by sight
f.
cismen tanımak
12
Genel
know (someone) by name
f.
ismen tanımak
13
Genel
have the chance to know someone
f.
tanıma fırsatı bulmak
14
Genel
have the chance to know someone
f.
tanıma fırsatı yakalamak
15
Genel
know someone by sight
f.
sima olarak tanımak
16
Genel
get to know someone
f.
birini tanımak
17
Genel
know someone very well
f.
birini çok iyi tanımak
18
Genel
know how someone would react
f.
nasıl tepki vereceğini bilmek
19
Genel
know little about someone
f.
biri hakkında çok az şey bilmek
20
Genel
know very little about someone
f.
biri hakkında çok az şey bilmek
21
Genel
know a lot about someone
f.
birisi hakkında çok şey bilmek
22
Genel
pretend not to know someone
f.
tanımazlıktan gelmek
23
Genel
know someone´s weak spots
f.
birinin zaaflarını bilmek
Phrasals
24
Öbek Fiiller
know someone as something
f.
birini -e olarak bilmek
25
Öbek Fiiller
know someone from someone
f.
birini başka birinden bilmek/tanımak
26
Öbek Fiiller
know (someone or something) as (something)
f.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak tanımak
27
Öbek Fiiller
know (someone or something) from (someone or something else)
f.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek
28
Öbek Fiiller
know (someone or something) from (someone or something else)
f.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasındaki ayrımı yapabilmek
29
Öbek Fiiller
know about (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) haberi olmak
30
Öbek Fiiller
know about (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) farkında olmak
31
Öbek Fiiller
know about (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) haberdar olmak
32
Öbek Fiiller
know about (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) bilmek
33
Öbek Fiiller
know of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) bilmek
34
Öbek Fiiller
know of (someone or something)
f.
bildiği/duyduğu (biri/bir şey) olmak
35
Öbek Fiiller
know of (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) haberi olmak
36
Öbek Fiiller
know of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) hakkında bilgisi olmak
37
Öbek Fiiller
know of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) kim/ne olduğunu bilmek
38
Öbek Fiiller
know (someone or something) as (something)
(birini/bir şeyi bir şey) olarak bilmek/kabul etmek
Colloquial
39
Konuşma Dili
ask questions that someone doesn't know the answers
f.
cevabını bilmediği sorular sormak
40
Konuşma Dili
know someone good
f.
çok iyi tanımak
41
Konuşma Dili
give someone a chance to get to know someone
f.
daha iyi tanıma fırsatı vermek
42
Konuşma Dili
know (someone)
f.
(birini) bilmek/tanımak
43
Konuşma Dili
know (someone)
f.
(birinin) kim olduğunu bilmek
44
Konuşma Dili
know where someone is coming from
f.
birinin maksadını bilmek
45
Konuşma Dili
know where someone is coming from
f.
birinin ne demek istediğini bilmek
46
Konuşma Dili
know where someone is coming from
f.
birinin niyetini bilmek
47
Konuşma Dili
know where someone is coming from
f.
birini bir görüşe/eyleme iten davranışı bilmek
48
Konuşma Dili
know where someone is coming from
f.
birinin bakış açısını bilmek
49
Konuşma Dili
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) ne yapacağını bilemezsin
50
Konuşma Dili
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) sağı solu belli olmaz
51
Konuşma Dili
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) nasıl davranacağını önceden tahmin etmek zor
52
Konuşma Dili
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) ne yapacağı/nasıl davranacağı belli olmaz
53
Konuşma Dili
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) kalitesini/niteliğini önceden bilemezsin
54
Konuşma Dili
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) sağı solu belli olmaz
55
Konuşma Dili
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) ne yapacağı hiç belli olmaz
56
Konuşma Dili
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) ne yapacağını bilemezsin
57
Konuşma Dili
you never know with (someone or something)
expr.
(birinden/bir şeyden) asla emin olmazsın
Idioms
58
Deyim
know where (one) is with (someone or something)
f.
(birinin) ne düşündüğünü bilmek/öğrenmek
59
Deyim
know where (one) is with (someone or something)
f.
(birinin) bir konuda ne düşündüğünü bilmek/öğrenmek
60
Deyim
know where (one) is with (someone or something)
f.
(birinin) görüşlerini bilmek/öğrenmek
61
Deyim
know where (one) is with (someone or something)
f.
(birinin) bir konu hakkındaki görüşlerini bilmek/öğrenmek
62
Deyim
know (someone) in the biblical sense
f.
cinsel ilişkiye girmek
63
Deyim
know (someone) in the biblical sense
f.
sevişmek
64
Deyim
know someone in the biblical sense
f.
cinsel ilişkiye girmek
65
Deyim
know someone in the biblical sense
f.
sevişmek
66
Deyim
know (someone or something) like a book
f.
(birisini ya da bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek
67
Deyim
know (someone or something) like a book
f.
ezbere bilmek
68
Deyim
know (someone or something) like a book
f.
her karışını bilmek
69
Deyim
know nothing and care less (about someone or something)
f.
hiçbir şey bilmemek ve bilmek de istememek
70
Deyim
know nothing and care less (about someone or something)
f.
hiç bilgisi olmamak, bilmek de istememek
71
Deyim
know nothing and care less (about someone or something)
f.
ne bilmek ne de bilmek istemek
72
Deyim
know nothing and care less (about someone or something)
f.
(bir kişi veya konu hakkında) tamamen ilgisiz olmak
73
Deyim
know nothing and care less (about someone or something)
f.
(bir kişiye veya konuya) hiç ilgisi olmamak
74
Deyim
know little and care less (about someone or something)
f.
çok az şey bilmek ama bilmek de istememek
75
Deyim
know little and care less (about someone or something)
f.
daha fazla bilmek de istememek
76
Deyim
know little and care less (about someone or something)
f.
(biri veya bir şey hakkında) bir şey bildiği ve umursadığı olmamak
77
Deyim
know little and care less (about someone or something)
f.
pek bir şey bilmeyip hiç umurunda olmamak
78
Deyim
know little and care less (about someone or something)
f.
bihaber ve kayıtsız olmak
79
Deyim
know (something/someone) like the back of one's hand
f.
avucunun içi gibi bilmek
80
Deyim
not know someone from adam
f.
birisini hiç tanımamış/görmemiş olmak
81
Deyim
not know someone from eve
f.
birisini hiç tanımamış/hiç görmemiş olmak
82
Deyim
know someone by one's perfume
f.
birini parfümünden tanımak
83
Deyim
know where someone stands
f.
durumunun ne olduğunu bilmek
84
Deyim
not know (someone) from a bar of soap
f.
hiç bilmemek
85
Deyim
not know (someone) from a bar of soap
f.
hiç tanımamak
86
Deyim
not know what hit someone
f.
neye uğradığını şaşırmak
87
Deyim
know someone in high places
f.
yüksek yerlerde tanıdığı olmak
88
Deyim
not know what to make of someone
f.
(birinin yaptığı şeye) anlam verememek/anlamamak
89
Deyim
know (someone or something) like a book
f.
ciğerinin içini bilmek
90
Deyim
know (someone or something) by name
f.
(birini/bir şeyi) ismen bilmek
91
Deyim
know (someone or something) by name
f.
(birini/bir şeyi) ismen tanımak
92
Deyim
know (someone or something) by name
f.
(birinin/bir şeyi) isim olarak tanımak
93
Deyim
know (someone or something) by sight
f.
(birini/bir şeyi) simaen tanımak
94
Deyim
know (someone or something) by sight
f.
(birini/bir şeyi) simaen bilmek
95
Deyim
know (someone or something) by sight
f.
(birini/bir şeyi) sima olarak tanımak
96
Deyim
know (someone or something) by sight
f.
(birine/bir şeye) göz aşinalığı olmak
97
Deyim
know (someone or something) by sight
f.
(birini/bir şeyi) cismen tanımak/bilmek
98
Deyim
know (someone or something) by sight
f.
(birini/bir şeyi) dışarıdan bilmek/tanımak
99
Deyim
know (someone or something) for what (they or it) is
f.
(birinin/bir şeyin) ne mal olduğunu bilmek
100
Deyim
know (someone or something) for what (they or it) is
f.
(birinin/bir şeyin) aslında nasıl biri/bir şey olduğunu bilmek
101
Deyim
know (someone or something) inside out
f.
(birini/bir şeyi) çok iyi bilmek/tanımak
102
Deyim
know (someone or something) inside out
f.
(birinin/bir şeyin) içini dışını bilmek
103
Deyim
know (someone or something) inside out
f.
(birini/bir şeyi) a'dan z'ye bilmek/tanımak
104
Deyim
know (someone or something) inside out
f.
(biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi bilmek
105
Deyim
know (someone or something) inside out
f.
(biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi sular seller gibi bilmek
106
Deyim
know (someone or something) inside out
f.
(birini/bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek
107
Deyim
know (someone or something) inside out
f.
(birinin/bir şeyin) ciğerinin içini bilmek
108
Deyim
know (someone or something) through and through
f.
(birinin/bir şeyin) her şeyini bilmek
109
Deyim
know (someone or something) through and through
f.
(birini/bir şeyi) çok iyi bilmek
110
Deyim
know (someone or something) through and through
f.
(birini/bir şeyi) a'dan z'ye bilmek
111
Deyim
know (someone or something) through and through
f.
(birinin/bir şeyin) içini dışını bilmek
112
Deyim
know (someone or something) through and through
f.
(birinin/bir şeyin) tamamını bilmek
113
Deyim
know (someone or something) to (do something)
f.
(birinin/bir şeyin bir şey yapacağını) bilmek
114
Deyim
know (someone or something) to be (something)
f.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak bilmek/tanımak
115
Deyim
not know the first thing about (someone or something)
f.
(biri/bir şey) hakkında hiçbir şey bilmemek
116
Deyim
not know the first thing about (someone or something)
f.
(biri/bir şey) hakkında hiçbir fikri olmamak
117
Deyim
not know what to make of (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) bir anlam verememek
118
Deyim
not know what to make of (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) ne anlam çıkaracağını bilememek
119
Deyim
not know what to make of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) pek anlamamak
120
Deyim
to know someone is to love her
expr.
o herkesin sevgilisidir
121
Deyim
not know what hit someone
expr.
başına ne geldiğini bilmeden
122
Deyim
not know what hit someone
expr.
kendisine neyin çarptığını bilmeden
123
Deyim
(someone) (just) doesn't know when to quit
expr.
(biri) nerede duracağını bilmiyor
124
Deyim
(someone) (just) doesn't know when to quit
expr.
(biri) ne zaman duracağını bilmiyor
125
Deyim
what (someone) doesn't know can't hurt them
expr.
(birinin) bilmediği şey ona zarar veremez
126
Deyim
what (someone) doesn't know can't hurt them
expr.
(birine) bilmediği şeyden zarar gelmez
127
Deyim
what (someone) doesn't know can't hurt them
expr.
(birinin) bilmediği şey onu üzmez
Speaking
128
Konuşma
I know there's someone else
expr.
başka birisinin olduğuna eminim
129
Konuşma
it belongs to someone i know
expr.
bu, tanıdığım birine ait
130
Konuşma
I know there's someone else
expr.
başka birisinin olduğunu biliyorum
131
Konuşma
I know what it's like to hold on to someone
expr.
birisine tutunmanın ne demek olduğunu bilirim
132
Konuşma
before someone know it
expr.
çabucak
133
Konuşma
before someone know it
expr.
göz açıp kapayıncaya kadar
134
Konuşma
before someone know it
expr.
hızla
135
Konuşma
you have to know someone to get in
expr.
oraya girmek için birilerini tanıman gerekiyor
136
Konuşma
you have to know someone to get in
expr.
oraya girmek için birilerini tanımanız gerekiyor
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of know someone
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy